Tuesday 30 November 2010

decopratique’ten 1 günlük dekorasyon eğitimi!



Dekorasyon meraklılarına duyurulur! “decopratique” tarafından sunulan “Hobi Amaçlı Dekorasyon Eğitimi”; istenilen görünümü, eldeki mekanı doğru değerlendirerek, beğenilen malzemeleri kullanarak ve uygun bir bütçe ile elde etme konusunda size destek oluyor.

Kendi evinizi kendiniz dekore etmek mi istiyorsunuz? Evinizdeki demode renklerden, mobilyalardan sıkıldınız mı? Evinizin kişiliğinizi yansıtmadığını mı düşünüyorsunuz? Kendinize güvenerek yeni konseptler denemek ister misiniz? Dekoratör ile çalışmak istemiyor musunuz? decopratique eğitimli tam size göre!

Doğru bilgiler ile herkesin evini güzelleştirebileceği mantığıyla geliştirilen, decopratique Hobi Amaçlı Dekorasyon Eğitimi ile, dekorasyonun temel kurallarını bir günde öğrenin. Evinizi, akıllı – hızlı – kolayca güzelleştirmenin prensiplerine erişin.

Maksimum 12 kişilik çeşitli uygulama ve örneklerle öğrendiklerinizi pekiştirin. Kursun son bölümünde, evinizin istediğiniz bir odasını öğrendiklerinizi uygulayarak, eğlenceli bir şekilde ve kendi zevklerinize göre dekore edip, yüksek dekoratör masraflarından tasarruf edin.

Yeni evlenecekler, dekorasyona hobi düzeyinde ilgi duyanlar, mevcut dekorasyonundan sıkılp da evini yenilemek isteyenler ya da yeni eve taşınacak kişilerin mutlaka katılması gereken bu eğitim, Türkiye’de ilk defa veriliyor.

11 Aralık 2010 tarihinde Point Hotel Barbaros’ta gerçekleştirilecek eğitim ile ilgili detaylı bilgi almak ve kayıt için: http://www.decopratique.com/ / 0212 274 8533

Sunday 28 November 2010

Lost in Sofa



Ortadan kaybolan ve evin altını üstüne getiripte bulamadığımız kumanda, anahtar, telsiz telefon, cüzdan, takı, tokanın favori saklanma adresi olan kanepeler, Bermuda şeytan üçgeni misali cebimizdeki ve elimizdeki herşeyi yutup ortadan kaybetme başarsına sahiptirler. O minderlerin arasında ve altında tarih yatıyor aslında :)
Kanepelerin bu ortadan eşya kaybetme maharetinden ilham Tokyo merkezli tasarım firması Daisuke Motogi, ‘lost in sofa’adını verdikleri akıllı bir kanepe tasarlamış.Tetris benzeri küçük parçalarının birbirinin içine geçmesiyle tasarlanan bu yaratıcı kanepenin aralıklarınına ne isterseniz koyabiliyorsunuz: kumanda, kahve, kitap, çiçek, cep telefonu, telsiz telefon, dergileriniz…elinizin altında ne bulunsun istiyorsanız…

Fotoğraflar: Takahumi Yamada

Tuesday 23 November 2010

New York notları








Dekorasyon blogunda tatil izlenimlerinin ne işi var diyeceksiniz belki ama fotoğraf ve mimari/tasarım/ dekorasyona ilgili duymaya başladığımdan beri seyahatlerimde yeni keşfettiğim şehirlere farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de bu yüzden hiç uyumayan bu rüya gibi şehrin beni en çok mimarisi, renkleri, ışıltısı, sosyal yaşantısı ve gittiğim tüm restoran/barların dekorasyonu ve atmosferi çok etkiledi.

İlk gecemizde New York'un ikonlarından biri olan Flatiron Building'i ilk gördüğüm an yaşadığım şok ve hayranlıktan mı; Times Square'in göz alıcı,rengarenk ve ışıltılı atmosferinden mi, Soho'nun birbirinden canlı sokaklarından mı, East Village'ın cosy barlarından mı, yoksa 5th Avenue'daki mağzaların göz alıcı vitrin tasarımlarından mı başlasam:) Sizi fazla yazıyla sıkmamak adına 4 gün kadar kısa bir sürede New York'ta keşfettiğim ve görmeye,deneyimlemeye değer adresleri paylaşacağım:
* 175 5th Avenue'daki Flatiron Building'i hem gece hem de gündüz mutlaka görün, hayranlık verici ve benzersiz bir mimari!
*Modern sanata meraklıysanız MoMA'ya mutlaka 1-1.5 saatinizi ayırın. Ben ilgi duyduğum alanlar olduğu için fotoğraf, tasarım ve mimari katını gezebildim.
*Meatpacking districtteki Fransız restoranı Pastis'e mutlaka rezervasyon yaptırıp gidin! Bearnaise soslu steak'i çok ünlü!
*Yine Meatpacking'de Pastis'in hemen arka sokağında Villa Pacri'de barda oturup bir içki için ve dekorasyonuna hayran kalın!
*5th Avenue'da fazla alışveriş yapamasanız da mutlaka uzun uzun yürüyün, yürüyüşün sonunda bitap düşüp Central Park'ta bir fayton gezintisiyle kendinizi ödülledirin.
*Soho'daki Dean&DeLuca'dan gurme alışveriş yapın ya da bir gezinip çeşitliliğe hayran kalın.
*Broadway Street'te sizi şeker komasına sokabilecek pancake'li bir kahvaltının ardından 3-4 saat ara sokaklarda alışveriş yaparak yediklerinizi yakın:)
*Canlı müzik eşliğinde Brazilian and South American food denemek isterseniz Esperanto'yu mutlaka deneyin, 145 Ave. C,9th St.
*Marc Jacobs severlerdenseniz Bleecker Street üzerinde 4 mağazası var, biri de kitapçısı: Book Marc!
*East Village'daki 3-4 katlı evlere hayran kalın, küçük ve cosy barlarını keşfe çıkın.
*Hayatınızda yediğiniz en iyi pizzayı tahta masalı küçücük bir take away pizzacıda yemek isterseniz Ray's Pizza'ya mutlaka uğrayın. 27 Prince St. Nolita.

Monday 22 November 2010

Crate & Barrel







60’lı yılların başında Chicago’lu bir çiftin, balayı dönüşünde seyahatlerinde gördükleri uygun fiyatlı ev aksesuarlarını Amerika’da hiç bir yerde bulamadıklarını düşünmesiyle hayata geçirdikleri Crate&Barrel bugün Amerika’nın en sevilen dekorasyon adreslerinden biri haline geldi. Mobilyadan ev aksesuarına, mutfak ekipmanlarından ev tekstiline aradığınız herşeyi bulabileceğiniz bu mağzaya giripte kendini kaybetmemeniz olanaksız :) Mutfak aksesuarları ve yılbaşı dekorasyonlarına extra bayıldım. 
Amerika'ya yolunuz düşerse ve bavulunuzda yer kalırsa mutlaka uğramanız gereken bir adres!
http://www.crateandbarrel.com/

Sunday 14 November 2010

Dekoratif dilek ağacı









Bugün ardı ardına aldığım bayram dilekleri üstüne evlenen bir arkadaşıma hediye fikri için wedding wishes düşünürken, dilek dileme olayının farklı dekoratif çözümlerini araştırırken buldum kendimi:) Son yıllarda çoğu düğünde girişte rastladığımız dilek ağaçlarını özel günlerde ya da sadece ilham vermesi için günlük hayatımızda evlerimizde de kullanabiliriz. Yaklaşan yılbaşı için siz de kurumuş dalları ister beyaz boyayarak ister doğal haliye bırakarak evinizin girişinde ya da salonunzda değerlendirebilir, evinize gelen misafirlere de yılbaşı dileklerini ufak kartlara yazdırabilirsiniz.
Tüm dileklerinizin gerçek olması ve çok çok mutlu bir bayram dileğiyle:)


**Farklı inanışlara ve toplumlara göre ağaç kutsal bir varlıktır ve yaratılışın başlıca motiflerinden biri olarak bilinir. Bu nedenle insanların belirli zamanlarda dileklerini ağaç dallarına bağlıdıklarında dileklerinin gerçekleşeceğine dair bir inanış vardır.

Wednesday 10 November 2010

Tom Dixon'ın ikonik aydınlatmaları









Çalışmaları New York, Paris, Londra ve Tokyo’nun tasarım müzelerinde sergilenen, İtalyan moda devi Capellini için tasarladığı “S” sandalyesiyle 1980′lerin sonunda ikonlaşan tasarım dünyasının dahi çocuğu Tom Dixon’ın aydınlatma tasarımlarının büyük hayranıyım! 1998de Habitat’ın tasarım bölümünün başına geçen, 2002de kendi şirketini kuran İngiliz tasarımcının Londra Portebollo Dock,Wharf Building’deki amiral mağazası Londra’ya bir dahaki gidişimde ilk ziyaret edeceğim adreslerden biri. Bu etkileyici binanın içinde bir de Tom Dixon tasarımlarıyla dekore edilmiş çok merak ettiğim bir restoran var : Dock Kitchen.
Tom Dixon’ın müzelik tasarımları bugün dünyanın 52 ülkesinde satılıyor.Türkiye’de Haaz ve Mozaik mağazalarında Dixon’ın en popüler tasarımlarını bulabilirsiniz.
Favori Tom Dixon aydınlatmalarım: copper blow floor light, mirror ball tripod stand ve beat light stout.

Tuesday 9 November 2010

Giyinme odası fikirleri
























Kadınlar için olduğu kadar giyimine düşkün erkekler için de evlerde olması en çok istenen odalardan biri kuşkusuz bir giyinme odası. Yatak odasındaki kalabalık ve dağınıklığına ideal çözüm olan giyinme odalarını dekore ederken size ilham verebilecek birkaç fikir:

Sadece ünlülerin backstage aynası yoktur! Siz de basit bir aynanın etrafına taktıracağınız duylarla kendi backstage aynanızı yaratabilirsiniz.
Ray dolapları kendi ihtiyaçlarınıza gore tasarlatın. En fazla giydiğiniz kıyafetler gömlek mi, pantalon mu,elbise mi düşünün ve ona göre fonksiyonel bir tasarım yaptırın.
Terzi mankeni, Vintage bir paravan, antika bir boy aynası, ayakkabılarınızı dizebileceğiniz ahşap merdivenler gibi detaylarla giyinme odanıza stil katın!
Giyinme odanızda mutlaka tekli bir koltuk bulundurun.

Sunday 7 November 2010

Evin kalbi mutfaktan geçer...



 



















Midesine düşkün olan olmayan, yemek yapmayı seven sevmeyen, kadın erkek, 7’den 70’e herkes için mutfak evin en önemli yaşam alanlarından biridir. Eve girer girmez tam karşımızdadır mutfak; salon ve yatak odalarına eşit uzaklıktadır, tam ortadır, evin kalbindedir mutfak! Yeni bir güne koyu bir kahveyle başladığımız, yorgun bir iş gününü bir kadeh şarapla geride bıraktığımız, sevdiklerimizle keyifli bir akşam yemeği için saatlerce hazırlık yaptığımız, kafa dinlediğimiz, yaratıcılığımızı kullandığımız, yemek pişirirken en sevdiğimiz şarkıyı mırıldandığımız yerdir mutfaklarımız. Dekorasyonuna genelde en az kafa yorulan yaşam alanlarından biri olan mutfaklara da kendi tarzınızı ve stilinizi yansıtabilirsiniz. Retro, country, pop, endüstriyel, modern, vintage ya da boho chic, mutfaklarınızı elden geçirmenin tam zamanı.

Fotoğraflar: Living Etc